Nefesi Yüzüme Vuruyordu ( bölüm 1)
KİTABIM VE BOLUMLERI HAKKINDA BANA CHAT ÜZERİNDEN GÜZEL YORUMLARLA GELEN HERKESE TEŞEKKÜR ETMEK ISTERIM. KITAPTA BOLUMLERİ OKURKEN AŞAĞİDA MAVI DİKDÖRTGEN KONUŞMA BALONCUĞUNA BAŞARAK GÖRÜŞLERİNİZİ SOHBET UZERINDEN BELIRTEBILIRSINIZ. BU ZAMANA KADAR NEZAKETLE FİKİR BELİRTEN HERKESE TESEKKUR EDERİM.
Sakince kot montumu, yemek masası sandalyesinin üzerine. Her zaman farklı hitap şekli o adam karşımda ayakta beni izliyordu. Yüzümü ona görmek istiyorum de, bunu yapmayı neden ve ne sebeple yapmaktan çekiniyordum bilmiyorum. Ben gidemezdim. Cesaret yaparım. Adım atacak güç ayıramayan parçalarım. İçimde kölesi olduklarındakin "Hadi ! Ne duruyorsun yaklaşıyor onaaaa!"diyen bağırışına kulak bedenim gibi değildi. Titriyordum heyecandan. Benim halimi görmüş ve hissetmiş gibi ilk adım o attı ve devamı geldi. Bizim sessizliğimizin sesi bozuldu.
-Hayatım, ona ulaştığında sıcak davran. Çekiniyor belli ki?
Evet bir seyircimiz vardı. Elinde doldurduğu şarap kadehi ile karşı koltukta oturuyordu. Uzun sarı lekeler, mavi gözleri ile düzgün bacaklarını üst üste atmıştı.
-Sen yaklaş ve onun çekingenliğini al üzerinden.
Şekilli ve çıkık kaslı göğsü, sixbackleri ile üstsüz, uzun boyu, kumral saçları, ela gözleri ile tüm heykelsi fiziğinin ısıtılmış şekilde hissettirir. Sağ taraftaki çenemi avuçladı. Ardından sol yanağımı enseme parmaklarını yaslayarak sürdürdü. Elmacık protokolüne baskı yapan parmağı ile başlangıcını geriye yatırdım. Nefesi yüzüme vuruyordu.
-Senin dudaklarını öpeceğim ve sonra boynunu sen bu esnada gömleğimin düğmelerini çözeceksin tamam mı?
Başımı sallayarak "Hıhi" der gibi boğuk bir ses çıkmıştı. Dudaklarıma sola yatırıp öpücük kondururken ben sağ elimle kısa kollu yeşil gömleğin düğmelerini çözüyordum. Dudaklarımı bir kaç saniye öpüp bıraktığında son düğmeleri çözmüştüm. Sıra boynumda idi. Sağ boyuna doğru yaklaşıp nefesini genişleterek omuz boyun başlangıcına dudaklarını değdirdi ve iki parça düğmelerini çözdüğüm gömleği omuzlardan sıyırıp aşağı çekerek yere bıraktı. Omuz başı kadar öptü, sonra tekrar aynı hizada geri dönerken sporcu sütyenimin çıtçıtlarını açtı parmakları ile bu sefer sırtından öne doğru çekip, omuzlardan aşırarak ikimizin arasından aşağıya düşmesini sağladı. Boynumdan yukari yanak ve kulak bölgesinde iken ikimizden hariç bir el, o şarap bardağını arkadan yanaşıp aldı. Kalçamın yanlarından yakaladığı taytımı sağdan soldan çekiştirerek aşağı indirdi.
- Size yardım edeyim biraz.
Buse ablaydı bunu yapan ve diyen. Ardından yanlardan likralı sporcu külotumu aşağı çekti. Heyecandan deliriyordum. Beni bıraktı, kocasının kahverengi deniz şortunu aşağı doğru indirdi ayaklarının dibin düştüğünü gördüm. Beni öperken arada değen göğüs karın kaslarına, başka bir şeyde katılmıştı. Organı tam ereksiyonda idi. Sert şekilde göbekten aşağı doğru temas eden organı sımsıcakdı. Dudaklarıma tekrar yanaştı dudakları aynaya ikimizde baktık. Buse abla tekrar oturdu ve bizi izliyordu. Aramızda fark olan 28 cm. Boy farkı belliydi. Onun vücudunun yanında ağırlığına göre yarısından bile azdı kilom. Çimento torbaları kadar kalırdum. 1.88 boyunda, 110 kg. Cıvarında olması gerek o tarihte hatırladığım kadarı ile. Karısı çekyatı bu esnada yatırmıştı. Onun üzerine geniş uzun kabarık bir tane, birkaç da küçük yastık koysu. Benim gövde boyuma yakın bir yastıktı. Balkon takımının üçlü koltuğunun yastığı idi. Bu esnada ben oraya bakarken arkamda duran Timo sol ve sağ omuzlarımı öpülüyordu. Bırakıp yana sola geçti ve eğilerek kolunu sırtımdan uzatıp sağ göğsümden, sol koluyla diz arkamdan kavrayıp kucağına aldı. Tasiyarak çekyatın diger tarafına geçip ve beni yastıkların üstüne gelecek şekilde yatırdı. Ortaya yakındı yastık. Dizleri üstünde dikildi. Buse abla ona prezervatif verdi . Onu takarken irkildim. Çünkü komple takınca buruşuk, katlanmış bir yer kalmamıştı. Use abla şişeyi getirip avucuna bebekyağı döktü. Onunla prezervatif takılı organını yağladı. Yavaştan üzerime doğru gelip benim bacakları aralayıp durdu. Ben ön sevişme ne kadar devam edecek nasıl hazırlayacak diyordum. Sıcak nefesi ile;
-Buse ablanın talimatı ön sevişme yok hazırlıklarının yapılması esnasındaöptüklerime say.
Zaten doğrudan yüzüne bakmaya cekiniyordum. Kaçamak bakışlarla baktım. Cevap da istemiyordu zaten. Eğilip üzerime yanaştı. Seyircimiz Buse abladan gelen talimat ile;
-Yavaş ama kararlı ol. Kuvveti kesmeden gir . Merak etme bebek yağı yardımcı olur sana darlık yüzündenendişe etme.
Talimata uyup organının ucunu girşe yasladı ve ve bastırdı, aynı kuvvetle, ucu girişi aralayıp milim milim etimden ses çıkartır şekilde . (Ben oyle hissetttim darlik sebebiyle etlerin savaşı idi bu ses . Büyük olduğu belli ediyordu sızı. Ilerledikçe organın sıcaklığı ve yarattığı gerginlikten irkildim. İçim itmek ister şekilde kasıldı ama adamın baskısına direnmek mümkün değildi ve bebek yağı kayganlık sağlıyordu. Timo baskıyı korudu. Gözlerimi kapadım. O büyük şey başı ile gövdeye yol veriyordu. Sakince nerede duracak diyordum. Boyut nedeniyle içerdeki duvarlara dairesel temasla baskı oluyordu. Bundan dolayı gerilmede tuhaf bir şey oluyordu. Kalp gibi atıyordu. Kan doluyordu sanırım. Sızı vardı ama o esnanın şoku sızıyı unutturdu. Eniştem dediğim adam organını içime sokuyordu. 4-5 cm girdi. Vücudumda rahmimde, kalpten hariç bir parçanın aynı kalp ritminde atışını hissediyordum. İnip inip kalmıyordu giren az bir kısım. Karısına seslendi.
-Oooofff! Buse bu ne yaaaa? Resmen işkence. Ucunu ve giren kısmını eziyor sanki. İtiyor musun Beyza, istemez gibi sıkıyorsun.
Buse abla;
-Beyza istemiyor musun? Niye hayır demedin?
Buse ablaya cevap verdim.
- İstemden oluyor. Hayır ben rahatsız değilim yaaa!. Sıkmıyorum ablaaaa!
Buse ablam eşine;
-Hemen de suç atıyorsun kuzuma. İsteyerek yapmıyormuş.
-Bu ne o zaman? Buse'm, ben biraz durayım alışmam lazım, yoksa çabuk bitecek.
- Sen bilirsin aşkım. Bekle biraz.
Yüzüme baktı Timo. Ben bakışlarımı kaçırdım. Utanmış gibi. Böyle bir durumda konu bu kadar ilerlemiş iken saçma sapan şekilde utangaçlık yapıyordum.
-Beyza yüzüme bakar mısın?
Çaktırmadan baktım yine ama sağa sola döndüm gözlerim. Kan aktarımı kesilmiyordu sanki. Resmen kalp gibi tıklıyor ve milim milim içimi zorlaya zorlaya giriyordu organ.
-Beyza üvey baldızım lütfen yüzüme bak tatlım. O koyu kahve gözü aaaaaç ve yüzüme baaaaak!
Baktım ama kalp atışı ve minik minik ilerleyen hareket beni benden almıştı. Ozi yani bejaretimi alan üvey abiminki ile kıyaslanamaz 5 cm uzun ve belli oranda farkla kalındı.
-Timo eniştesi Beyza'nın ateşini kullanmak için derece kullanılıyor. Çok mu ateşi var eniştesi.
-Resmen döküm kalıbı gibi. Alev alev yanıyor.
Gülümser gibi oldum bir an, sol boynumla çenem hizasında idi ağzı. Koklayıp icine cekiyordu nefesini derince. İçim onu itmek ister gibi geriliyordu. Ben bir hisle onu kavramaktan vazgeçmiyordum. Onu sıkmak istiyordum içimde. Organı kan toplamayı kesip kemik gibi olmuş ben buradayım diyen davranış ile ilerlemeye devam ediyordu. Enistemden ayrı bir canlıyıymış gibi düşünüyordum. Sanki devasa bir solucan gibiydi inip inip kalkıyor ben buradayım diyen davul çalıyordu organ. Burası artık benim diyordu. Sanki içimde daha bir irileşmişti. Yüzüme bol miktarda öpücük bıraktı. Yanak şakak, elmacik kemikleri ve çenemi öpüyordu. Bir an durup ɓaş parmakları ile alt, işaret parmakları ile üst göz kapaklarımı gererek açtı. Göz bebeklerimi ona çevirdim. O devasa solucan girmeye devam ederken bana;
- Beyzaaa!istediğin kadar kas kendini bu organ buraya girecek. Ayrıca Beyza ne olur yüzüme bak.
Kırmadım onu aşırı zorlansam da yarım dakikaya yakın baktım. İçi rahatladı ve bıraktı gözlerimi. Benim içimde orgazma benzeyen bir şeyler oluyordu. Organ girdikçe acayip oldum tarif edemiyordum. Rahmimde resmen kıvılcımlar , elektrik atlaması oluyordu. O gözlerimi acmayı bıraktığında . Bende o onu mutlu etmek için faltaşı gibi açtım ve etkili bir şekilde ona baktım. Yüzü gülerek ;
-Çoooook teşekküür ederiiim ! Çok seksi ve guzelsiiiiiin.
Artık ileri geri oynatıyor ve istediği miktarda girmek icin çabalıyordu.
-Çok fena için. Resmen savas veriyor benimle. Girme diyor senin fındık. Ama ben giricem Beyzaaaa!
Her kelime yavaşça ama sonu baskı ile yaptığı ileri ve geri hareketin süre uzunluğu kadar sürdü. Sertlik ve gerginlik artmıştı. İçerde organ güp güp atıyordu. Gözlerimi kapatmıştım yine. Karısına seslendi;
-Beyza yüzüme bakmıyor şikayetçiyim. Beyza bakar mısın? Ne olur?
Hemen baktım ona ama bakarken kasmayı bir an birakinca hooop organ baya baya girdi içime. Ben hiiii! Ayyy! Deyince baskıyı koruyup dudaklarıma yapıştı. Uzun uzun öpüyordu . Artık baskı haricinde döndürmeler başladı. Bunu tekrar ediyor ve girebildiği kadarını sokmaya gayret ediyordu. İçim daha fazla girişe hayir deyince başım ve boynumla köprü kurup;
-Enişte dur bu kadar yeteeeer.
-Yüzüme bak Beyza. Öyle söyledi bana.
-Eniste bu kadar yeter kocaman seninki.
İçimde boşalır gibi hızlı hızlı kalp atışı yaptı. Bu ritimli hareketten dolayı gözlerim kayıp gidiyordu aklım da uçup gidiyordu beynimden.
-Buseeee! Çok fena yaaa! Aşırı eziyet çekiyorum burada. Aşırı dar.
Buse abla yanımıza geldi. Yüzüme yaklaşıp alnımı okşadı.
-Kuzum zevkmi , acı mı? Söyle kuzum ona göre devam edelim.
Timo durdu bu esnada.
-Geriliyo abla ama acı yok. İleri bastırmasın çok büyük irkiliyorum. Ne kadar kaldı dışarda?
-Ha anladım, 3-4 cm. Sanırım. Boyutu yüzünden normal, ancak zevk var değil mi?
Hafif başımı sallar gibi ;
-Hıhı! Evet abla. Yani kaç cm içerde.
Buse abla aşağı girişe bakıp;
-Onbeş veya onaltı cm. Girmiş kuzum.
Sonra kocasına dönerek gülümsedi ve ;
-Teşekkürler aşkım ancak şikayet etme sakın çekeceksin bu durumu. Sakın hızı bozma ani yükselişler olmasın. Sakince ve uzun sürsün. İki defa o boşalacak, bir defa sen . Sakın erken bitirme kendini tut göreyim seni.
-Elimden geleni yaparım, dayanmaya çalışırım aşkım. Benim minyon üvey baldızım mutlu olsun eziyet dert değil. Böyleeeeee eziyeteeeeeee cannnn kurbaaaaaaan.
Son dört kelimeler bıçak gibiydi. Yarıya çekip ileri bastırıyor ve 3-4 cm. kala duruyordu. Ucu resmen beynime o endorfin salgılayan bölgeye yaklaşıp dokunuyordu. Rüya alemine giriyordum sanki. Bir an bacaklarını topladı dizler kırık oturur şekle geçti. Beni kendine çekerek yukardan bakışta eller yanda kurbağa gibi üzerimde idi. Tavanda avizenin bir metrelik cam tabanı vardı oradan belli oluyordu az buçuk. Bacaklarım onun oturuşuna göre bacak ve karın kasları arasından iki yana ayrık durumdaydı. Yüzüme bakıyordu öpecek sandım ancak ağzını iyice açarak sağ göğsümü yuttu resmen. Benim gözlerimin açık kalması mümkün mü? Kurtulmak için kaçmaya çalışacak gücü yoktu benim 70 B bile büyük gelen sporcu sütyen kullandığım gariban sağ göğsüm . Buse abla;
-Hayatım yavaş , iz bırakma acı çektirme, kıza sorun olur morarma kızarma olursa.
Hiç öyle hoyrat değildi. Sakince diliyle aşırı vakumlama olmadan , tahmin etmiş gibi düşünceli davranıyordu zaten. Sola geçtiğinde de aynı insaflı tavrı devam etti. İnsaf acı veren hoyrat davranış açısından dedim. Zevk bakımından baya insafsız bir hareketti aslında. Yükseldikçe yükseldim. Resmen boğmak istiyordum solucanı kavrayarak. Dudaklarıma yapıştı göğsümü bırakıp nefessiz kalınca zoraki gevşettim iç duvarlarımı sakin bıraktım organını. İstemsiz olarak yapıyordum bu sıkma olayını. Istemsiz başlıyor istemli oluyordu. Timo sinsi sinsi bakıp gülüyor ve yaptığımı şikayet etmiyordu artık. Sessizce kulağıma dayadı ağzını. Arada bir iki cm fazla giriş olsada o 15 cm girişi korur gibiydi.
-Hepsini sokamıyorum ama bende dudaklarından, yüzünden , göğuslerinden çıkartırım acısını. Herşey karşılıklı baldıııız!
Bu sefer 6-7 ileri geri hareket oluyor, durup öpüyordu dudaklardan. Baya yavaştı bu ritim. Yüzüme bakarak izleyerek yapıyor bitince öpüyordu. Aynı süreye denk getirmiyordu belki ama hareket değişmiyordu ya altı ya yedi ve sonrasında öpücük. Bunu 25-30 kere tekrar etti. Ben yükseldikçe durdu. Bir keresinde ;
-Hemen bitmesin diye duruyorum kuzum .
Yutkunuyordum cevap veremiyordum. Anladığımı bilerek ;
-Aşırı kasılıp sıkınca anlıyorum bitanem duruyorum bende. Sen merak etme tamam mı baldızcık.
Dayanamayıp yapıyorum o kavrayıp ezer gibi sıkmaları. Tekrar başladığında mümkün mertebe başka şeyler düşünmeye çalıştım. Biten 25-30 tekrarın üstüne kaç oldu bilmiyorum ama yakın sayı ve sürede bir anda, yükselip o vakte kadar ona pek bir şey demeyen dilim;
-Nolur durma enişteeee!
Hemen sarılıp kasıldım dayanacak halim kalmamıştı. Bacaklarımı kalçasina yasladım. Beni kırmadı ve hareketi sayı ile kesmedi. Patlayıp çırpınarak titrediğim ana kadar devam etti. Hatta dudaklarıma yapışıp baskıyla öpmeye başladı. Ağzının içinde idi ağzım. Burnumdan soludum o orgazm boyunca. Ağzının içine ciyaklamıştım. Karnım hıçkırık tutmuş gibi zıplıyordu. Nefesim sakinleyince bıraktı ağzımı. Nasıl oksijensiz kaldıysam derin bir nefes aldım. Ne güzel sakinledim derken hareket yine başladı. Patlama yeni olmuşken durur bekler sanıyordum.
-Bugün ona teslim ettim seni Beyza. Öyle olmaz, acıyıp durayım falan demeyecek. Sen ne zaman pes abla yeter dersen öyle biter Beyza.
Ben şoktaydım , ilk defa böyle uzun bir süre sevişme yaşadığım için merak ediyorum ama benim boşalmamdan sonra hemen gelirdi Ozi. Ancak beş dakika geçerken böyle hız veya benzeri bir davranış yoktu. Ne zaman bitirecek diyordum. Dakikalar uzadı ve 35-40 dakika olmuştu. Ben rüyamda bile hayal edemezdim bu süreyi. Ayrıca benim bir sınırım var mı bilmiyordum. Onu da burada bugün öğrenecektim. Yutkuna yutkuna, hareketlerin yaşattığı olayın etkisi ile tuhaf sesler eşliğinde, bunu düşünürken.
-Duydun değilmi Beyza?
-Duuuy.....duum abbblaaaayyyh !
-Bugün ona teslimsin.
-Tamaaaam ablaaaa aaaayhhh ooouuuvv!
Güldü baya gülünecek şekilde çıkmış ağzımdan. Göğsümün ucu ağzındayken sese katılarak gülüyordu Timo. Gülerken sallanan gövdesi , karnima göğsüme baskı uyguluyordu. Ritmi arttırmış 15-20 ileri hareket sonra , sonra döndürmeler, yüzümde veya boyunda öpücükler olmaya başlamıştı. Arada göğüslere de dönüyordu ama daha çok dudaklar, yüzüm ve boynum öpücük alıyordu. Ter bedenimden boşanmıştı.
Sakin sakin uzatarak 20-25 dakika devam edip bendeki volkanı uyandırdı. Delirmiş gibi oldum ve ikinci defa patladım. Kıvranmaya çalıştım ama ezer gibi baskı uyguladı gövdesinin ağırlığı ile. Sımsıkı sarılmıştı kollarim dahil. Hareket ettiremiyordum. Sadece bacaklarım debelendi. Beş dakika sonra kendi boşaldı. Aslında ben üçüncü orgazmı yaşarım diyordum. Boşalmak istemiyordum. Biraz hoyrat seslerle ama hoyratlık yapmadan boşaldı. Baya aktı dedim prezervatif dolmuştur diye. Çünkü sesi hoyrattır. Organ kalp atışını hızlı hızlı yapmıştı. Sperm atışı idi bu. Tümünü keyifle bastira bastira boşaldı. Sanki iki katına çıkmıştı 10-15 saniye boyunca organ. Baya sperm geldiği belliydi. Ben sarıldım hemen çıkarttır sandım ama onbeş dakika bekledi içimde, üstümde baygın gibi tatlı sesler çıkarıp dinlendi. Sonra alnıma uzun süreli bir öpücük bırakıp sakince çıktı. Buse abla;
-Beyza bebeğim bir terini duşta at sonra gel .
Ben duştan döndüğümde saçlarımı sardığım peştemal ve bornoz vardı. Timo;
-Beyza bornozu çıkart ve öyle gezin. Öyle göreyim seni.
Buse abla da konuya katıldı.
-Aynen öyle Beyza ne zaman isteyecegi ne yapacağı belli olmayacak. Bornozu çıkart bence.
Utangaçlık iki patlama ile az çok bitmişti, Bornozu hemen çıkarttım. Katlayıp banyoya yavaş yavaş giderken duvardaki büyük aynada Timo'nun beni izlerken dudağını ısıran bakışını gördüm. İçeri geri geldiğimde .
-Buse çok manyaaak bir şey bu yaaaa! Sana çok teşekkür ederim.
Geri girişte Buse abla bana el hareketleri ile üçlü koltuğun sağ yanında oturan kocasının kucağına yatmamı söyledi. Başımı dizleri uzerine koydum uzandım. Timo sol elini karnıma koydu , sağ eli ile de saçlarımı okşamaya başladı. Arada göğüslerimi masaj yapıyor gibi avuçluyordu. Yoktu memelerim olanı okşuyordu işte. Buse abla;
-İkincisi şöyle olacak bir tanem. Sen onuuu!
DEVAM ETSİN Mİİİİİİİİİ?
YORUM YOK, CHAT VAR, EN AZİNDAN BİR İKİ KELİME YORUMDA OLURSA SEVİNİRİM. Devamı aşağıda
Comments