Gece (bölüm 3)

KİTABIM VE BOLUMLERI HAKKINDA BANA CHAT ÜZERİNDEN GUZEL YORUMLARLA GELEN HERKESE TEŞEKKÜR ETMEK ISTERIM. KITAPTA BOLUMLERI OKURKEN AŞAĞİDA MAVI DİKDÖRTGEN KONUŞMA BALONCUĞUNA BASARAK GÖRÜŞLERİNİZİ CHAT UZERINDEN BELIRTEBILIRSINIZ. BU ZAMANA KADAR NEZAKETLE FIKIR BELIRTEN HERKESE TESEKKUR EDERIM.


Biten olaydan sonra duş ve saçları kurutup , çay kahve , yemek faslı, film izleme ve muhabbetlerden sonra gece yatağa yatılacağı sıra Buse abla elbiselerimi çıkartmamı söyledi. Sutyensiz askılı tişört ve tek penye sporcu külot vardı zaten onları çıkartıp yattım. Ancak Buse abla yine yastık koyunca onun üzerine geçtim. Timo çırılçıplak ve prezervatifi takmış şekilde odaya geldi. Ancak bir şey daha vardı orada . Vantuz düşünün ve komple slikon olduğunu ve yantuzun ortasından yüzük gibi onun parçasının geçtiğini. Ve bu dipde duran slikon yüzüğün 3-4 cm kalınlığında olduğunu düşünün. Buse ablaya sorduğumda.

-Kuzum bu sayede korkun kalmadı hepsinin girmesine engel olur. Endişe duymazsın. Aşırı yumuşak elle şekil verirsin akşam slikondan ben döktüm kalıba senin için. 

Timo yatak başında dikilip gülümseyerek.

-Beyzaaaaa! Bitanem hazır mısın eniştesinin gülüüü!

-Hazırım eniştelerin gülü Timocuk gel.

Timo üzerime gelip karnımı, göğüslerimi öperek yukarı çıktı. Ardından dudaklarıma yapıştı ve öpüşmeye başladık. Öpücük bitip gülümser iken misafirlik için kapıya gelmiş solucan çalmadan kapıyı zorluyordu. Bebekyağı olduğu için kapıda fazla bekleyemedi. Sakin ve yumuşak tavrına rağmen, zorlanan ifadesi , alnının kasları buruşan o hali ile yüzü çok tatlı idi. Solucan zorlanarak da olsa misafirliğe başlamıştı. Gerginlik yüzünden ilerleyişinin sesi geliyordu sanki.

-İşkence , işkence resmen. Sen tam bir işkencesin Beyzaaaa.

Sustum yüzüne bakıyordum gözlerim arada sağa sola kaysa da. Bir ara o belini  sağa sola oynatıp ileri hareket edince ilk defa bu kadar  bir giriş ve ilerleme oldu. Hissettiğim sancı sızı karışımı durum, onun  yüzündeki mutluluk ifadesini görünce önemsiz kaldı. Slikon parçayı hissettim. İlk an serin gelse de,  bölgesel sıcaklık hemen etki etti ve alıştım. İyice baskı uygulayınca korkacak bir şey olmadığını, slikon aparatın muhteşem bir yenilik olduğunu anladım. Boydan kurtardık ama içerde 360 derece çevreye uyguladığı boyutsal baskıyı geçirecek ve tolere edecek imkan yoktu. İster istemez kasılıyor ve itmek istiyordu bedenim. Ancak ağırlığı ve baskısı ile bu mümkün değildi. Kalp atışı gibi kan toplayan hareketler sanki onun zevk anında patladığı anı yaşatıyordu. Hiç durmadan boşalıyor gibi bir histi.

-Aşırı baskı yüzünden bunu yapıyorum alış ve sıkma kendini diye.

-Elimde değil. Şuan yaşadığım hissi anlayamazsın. Ben hiç böyle şeyler yaşamadım. Giriyorsun ve çıkmıyorsun, bir saatten fazla sürdü ikiside. Ben hiç böyle uzun süre yaşamadım.

-Rahatsız olduysan istemiyorsan bırakayım.

-Ya hayır onu demedim sadece şaşkınım.

-Tamam Beyza'm sen ne zaman dur dersen dururum.

-Timo yanlış anlıyon ben onu mu dedim. İstersen çıkma kal böyle.

-Zaten öyle olacak ben uyuyacağım ve Buse ablan saati kuracak kulaklık takılı beni uyandırınca çıkacağım.

-Nasıl yani?

Buse abla;

-Aşkım Beyza'm Timo seni bir uçuracak sonra uyuyacak iki saat kadar. Sonra çıkacak.

Şaşkın şaşkın bakıyordum ikisininde yüzüne.

-Sen başla Timo bir uçur sonra saati kurarım. 15 dakikaya yay işte.

Timo geri çekip şırınga gibi bastırdı. Bu ilki aşırı zor olsada ikinci üçüncü derken biraz rahat olmaya başladı. İçsel sıvı ve bebekyağı sayesinde. Gerginlik ve hafif bir sızı oluyordu ancak dolu olmak ve sana hüküm veren tavrı süperdi. Konu aşırı zevk almak değildi. Buradayım ve buraya hakimim diyen tavrı idi. Kulağımın dibindeki ağzı nefeslerde nem yaratırken.

-Yok böyle bir şey yaaa! Yok böyle bişey.

-Yorma kendini canım. 

-Hayır yormuyorum. Sakin olmaya çalışıyorum. 

15 dakika desede 20 dakikayı buldu benim Everest 'in tepesine çıkmam. Titreyerek bıraktım kendimi ve orgazmı. Onun hareketi durmadı , titremem geçinceye kadar devam edip durdu. Buse abla saati kurmuştu. Ağırlığını bırakarak üstümde ceset gibi oldu. Dakikalar uzadıkça arada sadece kan pompalayan hareket oluyordu. Bir kaç minik dairesel veya sağa sola sanki kendine yer açma gayretli hareketleri oldu. Sonra nefesi değişti uyumaya başladığı anlaşılıyordu. Bir yarım saat Buse abla ile sessiz muhabbet ettik. Bende uyumuşum ardından. Rüyamda halen seviştiğimizi hareket olduğunu görüyordum. Zevk hissediyordum. Yükseliş arttıkça bunun rüyadan öte bir durum olduğu anladım ama bitmesini istemiyordum. Rüyada boşaldığımı hissettim ve uyandım. Aslen gerçekten boşalmışım. Timo uyanmış ve içimde hareket ediyordu. Ruya sandığım gerçekmiş meğerse. Uyandığımı anlayınca.

-Bana bir tane daha hediye et. Iki saat uyudum içinde. Hadi senin titreyerek tekrar boşaldığını göreyim.

-Bir sevişmede üç tane yaaaa! İstemene gereeeek yoook bu hareketler ile çekip çıkartacaksın zateeen. Yorulurum diye korkuyorum.

-Yüzüme bak ne olur. Ayırma gözlerini. Istesende istemesen de boşalacaksın üzerinden kalkıp çıkacak halim yok. Tecavüz gibi düşün zevk almaya bak.

Elimden geldiğince baktım. Çok zor oldu gözlerimi ona dikmek ama mümkün mertebe ayırmadım. Yüzüne baktikca tahrik oluyordum. Minik minik orgazmlaroluyordum sanki. 2 saat içimde kalmıştı resmen kenetlenmiş tum enerjimiz birleşmişti. 20-25 dakika eziyet etti. Titreye titreye boşaldım. Durmadı o kendi için çırpınıyordu. Aparat sayesinde rahattı baskı yapabiliyordu ve yüzüme hoyrat bakışlarla sürdürdü hareketini. Gözlerini kapayıp başını yukarı kaldırarak acıklı sesler eşliğinde tüm derdini attı . Sonra bir 15-20 dakika kaldı öyle üzerimde yüzüme bakarak arada öperek. Ardından alnıma iki kaş arasına öpücük kondurup çıktı bedenimden sol yanıma uzandı. Yan dönerek karnımı, göğüslerimi, yüzümü okşadı. Akabinde yine uyuduk.

ERTESİ GÜN

Sabah kahvaltısında idik. Buse abla konuyu açtı.

-Dün nasıldı senin için. Değişik ve ilginç gelen bir şey var mı?

-Herşey abla. Zaman ve eniştemin bunu yapması. Her an muhteşemddi. Gece içimde uyuma olayı çok fenaydı. 

-Sen çok hangisi hoşuna gitti?

-Abla ikinci olan daha bir şeydi. Yani nasıl anlatayım aynalar falan yani. O çok ilginç ve güzeldi. 

-Anladım bitanem.

Eşine dönerek;

-Timo duydun bugün yarı yarıya olsun iki normal , iki defa da o ikinci olan. Süreyi eşitle gün içinde onun isteğine gerek olmadan kendin karar ver.

-Öyle yaparım aşkım. İkisinde kendim zevk almayacağım sadece o zevk alsın. Ama o ikinci şekil , çift taraflı olacaksa iki defa bende o ikisinde yaşamak isterim zevki. Dün baya fena oldum sonunda.

Şaşkın şekilde onlara bakıyordum. Benim hakkımda ne olacağına karar veriyorlardı. 8-9 aydır depresyonda ve sendromumla başbaşa iken bir anda denize düştüm. Buse abla eşimle ol bir süre, sana partner buluncaya kadar dediğinde ben yine 5-10 dakikalık olaylar olup basitçe geçecek sanıyordum.
 Timo;

-Biraz şöyle olsun. 

Eliyle kolları fırfırlı bluzun yakasını koluma kadar indirdi. Ardından diğer tarafını Buse ablam indirdi. Timo yanıma yanaşıp sol yandan kolu aşağı indirince göğsüm açığa çıktı. Bal kabında duran çay kaşığını alıp ucuna sürdü. Ben hiç kıpırdamadan bekledim. Eğilip ağzının içine aldı. Elimdeki bıçağı çatalı bıraktım. Sakince bunu yapmasını izledim. Aynını sağ göğsüme de yaptı. Bende elmacık kemiğini ve şakak kısmından öptüm onu. Kahve molası yaptık muhabbet devam ederken bluzu çıkartmıştım. Bal yüzünden yapış yapış olmasın dedim. Ancak o balı emerek temizlemişti zaten. Bana saçlarımı toplamamı söyledi. Buse abla saçımı ikiye bölüp iki yandan Ardından 10 cm ara ile ikişer toka ile sabitledi. Yanlardan iki kulak gibi olmuştu. Kurdeleli toka idi son tokalar. Yüzümü seyrediyordu Timo. 

-Normal olanları fazla uzatmayacağım sadece sen zevk al. Ben dediğim gibi o diger ikisinde yaşamak istiyorum rahatlamayı.

-Sen bilirsin , demekki 4 kere olacak bugün.

-Evet balım üç saat arayla olsun diye planladım kafamda.

-Tamam Timocuk eniştecik.

Beni seyrediyordu Buse abla fasulye çıkarttı dolaptan. Derin bir kap çıkarttı ve fasulyeleri poşette mutfak tezgahında hazırlarken Timo ayağa kalkıp banyoya doğru gitti. Ben oturup beraber temizleyeceğiz diye fasulyeleri beklerken Buse abla;

-Kuzum enişten gelecek sen altındakini çıkart.

Kırmızı renk sporcu penye şort vardı. Külot yoktu . Onu çıkarttım ve kenara koydum bir şey olacağı belli idi. Timo içeri girişi ile olacağı kesinleştirdi. Dün akşam kullandığı silikon aparat ve przrvatif yerinde takılı idi. Ayrıca olacakları bildiği için kan dolmaya başladığı belli idi duruşundan. İleriyi gösterecek kadar sertleşmişti. Gelip dibime oturdu ve elindeki sprey güneş yağını sıkarak beni belimden kavrayıp kaldırdı. Yan şekilde oturmam için hazırladı kendini. Bende içimde kaynayan ıslanmayı düşünerek gülümsedim. Olacak şey kesinlikle hoşuma gidecekti. Sağ kolumu onun sağ omzuna gelecek şekilde sarıldım. Solucan kapıya denk geldiğinde;

-Hadi yavaşça kuzum. 

Sol kolu bel ve karın hizamdan ( sırtımdan) sıkıca kavradı. Misafirim olacak o tatlı solucan gelişine hazır şekilde kendimi bıraktım. Beni sıkıca tutarak ani bir hareket olmamasına dikkat ediyordu. Ama baya zor oluyordu. Solucana eziyet ediyordu bedenim , bu aparata rağmen enine boyutundan cekinmekten kaynaklanıyordu. Gerilmeyi hissettikçe benim doluluk hevesim kendini gösteriyordu. Gerilmenin verdiği bedenimdeki kasılmadan çok yavaş ilerliyordu. Yarıya varınca yüzümü bedenimi bakan Timo bir anda dudağıma yapışınca kasılmam azaldı ve temas hız kazandı. Anlık bir çimdikten az acı ile aparatı tamamen hissetti giriş kapısı. Kendimi bırakınca aparat ezilse de Buse ablaya teşekkür etmek gerektiğini anladım. Buse abla fasulyeleri koydu masaya ve ;

-Hadi yardım et bana Beyza.

Buse abla uçlarını bıçakla alıp benim önümdeki poşete koyuyordu. Elimi fasulye poşetine sokup bir kaç fasulye aldım çoğunluğu aynı boyda olduğundan ikiye kırıp atıyordum. Turşusu güzel oluyor diye düşünürken Timo sık aralıklar ile kan pompalayan o hareketi yapmaya başlayınca yana dönüp yüzüne baktım. Yüzüme bakarak tekrar edince fasulye kırmaya devam ettim. Arada dursa da fazla beklemeden yine yapıyordu. İki eliyle sakince belimden tutuyordu. Ardından bacak ve göğüslerimi okşuyor ama o kalp atışı gibi hareketi mutlaka devam ettiriyordu. Doluluk hissini yaşatmak istiyordu bu da beni mutlu ediyordu. Yarılayan fasulye poşeti ile 20-25 dakikalık süre bitmişti. Buse abla kesme işlemi bittiği için kırmaya yardım edince 10 dakika içinde hepsi bitti. Poşet ve kapları toplayıp götürür iken , Eniştem beni öpmeye başladi. Sonra beni sola döndürdü ve sırtım ona dönük durdum kucağında. Kollarım masadan destek alıyordu yaslanmış şekilde idim. Ensem saçlar yandan toplandığı için açıktı. Ensemi ve boynumu öpmeye başladı. Buse abla limonata doldurup önüme oturdu banada küçük bir bardak verdi. Buse abla sağ elimi avuçları arasına aldığında, eniştem ensem ve kulak mememde gezen ağzı ile sessizliğimizi bozuyordu. Buse abla gülümseyerek;

-Yemek yiyor sanki.

Gülümsedim.Belimden tutup beni çevirmeye başladı. Silikon aparat tümüyle kaplamıştı misafir kapısını. Hatta bebekyağı kayganlık sağlamıştı yüzeyinde ve giriş yerinde tenimde. Buse abla köşe masanin yastıklarından birini bana doğru uzattı. Ben alacağım derken Timo tuttu. 

-Karnına doğru koy hayatım masanın kenarına denk gelsin.

Masanın göğsüme gelen köşesine yaslayıp beni beliyle yukarı kaldırdı. Yastık masa kenarının karın ve kasık bölgeme acı vermemesi içindi. Karnım ve kasıklarım yastık tarafından korunuyordu. Öyle geniş bir yastık değil 10 cm kalınlığında 40x40 bir yastık idi. Beni masaya doğru yatırdı yüz üstü . Kollarım dirseklerden kırık masa zemininde duruyordu. Ayaklarımı oturulan bölüme koydum. Masa üstünde uzanarak doggy duruşunda idim. Timo ayakta idi. Sırtımı okşuyordu bir eliyle. Hafif hareketler ile bedenimin içinden zevk arıyordu kendine. Biraz geri çekip ;

-Böyle olmadı yüzünü görmek istiyorum.

Sağ bacağımı tutup yan çevirmeye başladı. Çıkmadan yapıyordu bunu bacağını sol bacağım üzerinden aşırıp onuda kaldırarak beni sağ tarafa dönük yan yatırdı ve masayı benimle birlikte ittirip yer açtı oturulan bölümle . Buse abla ters çevirip arkasını yasladı bir sandalyenin onun sol yanına . Bir bacağımı diz altina gelecek şekilde sırt yaslanan bölümüne koydu sol bacağımı koluyla diz arkasından tutuyordu. Buse abla gelip ayakta yanında durarak bacağımı o tuttu. Eniştem sadece arada ayakta dikiliyor ve zevk arıyordu. Karıştırıp gezdiriyordu. Yüzümde hissettiklerimi görüyor hangi noktalar tellerine vuruyordu bu enstrümanın (bedenim) diyordu. Mızrap aheste hareketlerle tellere bir melodi bırakıyordu. Buse abla benim zevk odasının girişine bakıyordu. Mızrap arada görünüp kayboluyordu bu duruma ilginç ve hayran bakışlar ile eşlik ediyordu. Eşinin sağ yanağına öpücük kondurdu ardından dudakları da birleşti. Onlar öpüşürken mızrap biraz daha insafsız hareketler etti. Çıkarttığı melodilere benim tiz seslerim tercüman oluyordu. 

-Çok güzel değilmi?

-Aşkim şuan dünyanın en şansli erkeği benim. İki nefis karım var sanki. 

-Aynen Beyza kumam benim. 

Bana dönerek;

-Kumiiiiş napıyor Timo sanaaa.

Timo öyle bir nokta bulduki ben bir andaa.

-Ouuuuğğyuuhhh!

-Aynen öyle kuzuuumm. Aynen öyle ooouuhh!

Beni taklit etmek istemişti. Yemek masası yan duvarında bulunan çiçekli tablonun camında desenlerden farklı olarak Eniştemin ayaktaki bedeni , benim bedenimin göbek üstü göğüslere kadar bölgem gözüküyordu. Onun bel hareketleri ile bedenimin hareketlenmesini izledim biraz. Çok fenaydı zevk odam. Misafir solucan o noktayı buldukça irkiliyordu karnım. Elektrik vardı sanki solucanın başında yada bendeki o noktada titretiyordu her dokunuşta. 

-Buldum sanırım o noktayı Buse.

-Bulacağını biliyordum aşkım.

-Seninkine benzer ve yakın. İçerdeki zeminde farklılık var. Seninki pütürlü, onunki biraz daha iri yumrulu sanki. 

-O noktaya işkence et ama hemen değil.

Yine uçurup bırakacaktı hemen olmayacak deyince hafif uzayacaktı sanırım yine bu oyun. Robot gibiydi sanki eşi sahibi ve komutlara uyan bir hali vardı. Çünkü zevki sadece bana verecekti. Sonrakiler de zevk alacaktı. Eğilip sol göğsümü yakaladı sanki vahşi hayvan edasıyla. Dili ve solucan senkronize hareket ediyordu. Sağ tarafa geçtiğinde bir dakikalık öpücük ve tadına varılan sol taraf resmen şişirilmiş gibi dimdik duruyor ve ağzının ıslaklığı ve sıcaklığı bittiği için serinlemişti bir anda. Ben ona bakıyordum ama ateş gibi ağızda çırpınan sağ göğsün yaşam mücadelesi de deli ediyordu. Benim aldığım zevki solucanı yakalayıp intikam alarak göstermek istiyordum. Uçuyordum ve volkan ben geliyorum demişti. Tam kavradım derken bıraktı Timo , üstümden kalkıp yüzüme baktı.

-Yok öyleeee yok benim bir taneeem , dururum böyleeeeee .

Şakadan Kızgın ve muzip bakışlar attım . 

-Senin o kızgın bakışlarını kaşlarını yerim baaak.

Kaynayan volkan durulurken kalp atışı başladı solucan içerde bir tık tık atıyordu. Sanki zevkin patlamasını yaşayan bir ritimle tüm onu çevreleyen boğmaya çalışan benim zevk odasının duvarlarına savaş ilan etmiş gibiydi. Beni bu alana sıkıştırmasın zaten çok dar bir alan ben bu duvarları yıkarım diyordu. Resmen orada bir ikinci kalp vardı ve o kalp bana ait değildi ve bunu hissettiriyordu. Doğrulup yarıya kadar çekti. Solucanı bu savaştan kurtarmak istiyor diye düşündüm ama o geri çekilip tekrar hücuma geçmişti. Şırınga gibi yavaş baskılı şekilde aparata kadar bastırınca savaşın ilanını yaptı. Tekrar çekip aynı baskıyla yüzüme bakarak ;

-Savaş haaa! Bu gövdeyi görmürüyor musun. Sen kendine bak. Benim yarim kadar bile ancasın ve bu minyon hatun gelmiş benimle savaşa giriyor.

Muzip ve kızgın , birazda sinsi bakışlar attım. Haklıydı tabiki. Buse abla;

-Bak hayatım şuna bak. Hahhayy sen benim kocamı sana yenilecek mi sandın. Acıma kuzum sakın.

Anaaaa! Buse abla benim yanımda yer alır derken olana bak. Buse abla;

-Karnına bak Buse.

Ohaaa! Evet şırınga gibi ilerleyen solucan karnımı hareket ettiriyordu. Yastık sayesinde yukarda kalan kalça bölgem sebebiyle gözümü aşağı indirdiğimde korku filmlerinde insanların içinden çıkan yaratıkların hareket efekti gibiydi. Karnı zorlayan aparat kapının girişine yaslandığında yukarı baş kaldıran solucan ben buradayım diyordu. Timo bunu bana 25-30 defa gösterdi. Sakinlemiş volkan, izleyen gözlerimle beynimin komutuna uymuş gibi arada kaynıyor fokurduyor ve iniyordu. Karıştırılan kazan gibi. 

DEVAM ETSİN Mİİİİİİİİİ? YORUM http://minyonbeyza.blogspot.com/2024/07/cok-fena.html


Comments

Popular posts from this blog

Bekareti kaybettiğim Olay..( İlk erkeğim) bölüm 37.

Askıda Lolita Devamı ve Tarık ile Denediğim Şey (bölüm 27)

Nefesi Yüzüme Vuruyordu ( bölüm 1)