Ah Tarık ahh! (bölüm 17)
KİTABIM VE BOLUMLERI HAKKINDA BANA CHAT ÜZERİNDEN GUZEL YORUMLARLA GELEN HERKESE TEŞEKKÜR ETMEK ISTERIM. KITAPTA BOLUMLERI OKURKEN AŞAĞİDA MAVI DİKDÖRTGEN KONUŞMA BALONCUĞUNA BASARAK GÖRÜŞLERİNİZİ CHAT UZERINDEN BELIRTEBILIRSINIZ. BU ZAMANA KADAR NEZAKETLE FIKIR BELIRTEN HERKESE TESEKKUR EDERIM.
Göktürk ile Buse ablalara gidiyorduk hafta sonu kahve içmesine. Uzun zamandır izin almiyordum annemden bu hafta sonu onlarda kalayım diye. Buse abla izni kopardı annemi arayıp. Tasarımlarım var bana mankenlik yapacak biri lazım dedi. Komik olan 1.61 boyla benden manken olmayacağını annem nerden düşünsün. Eve çay kahve muhabbeti ve dördümüz güzel hafta sonu geçiririz diye düşünüyordum. Eve gelince Buse abla ve Timo karşıladı. Merhaba falan öpüşmeler derken içeri girdiğimde buz kestim. Tarık denen adam orada eşi ile birlikte oturuyordu. Ayağa kalktı önce Göktürk ile tokalaştı. Ardından benim elimi öptü. Göktürk aynını onun eşine yaptı. Gözleri üzerimde beni inceliyordu. Oturduk ve tanışma faslı oldu. Bana okulum hayatım ile ilgili sorular sordu, düzgün Türkçeli kalın oturaklı ses tonu vardı. Ünlü gladyatör dizisi Spartacus dizisindeki Crixus ile Jason Momoa karışımı yüzü ile esmer koyu buğday tenli, dehşet fizikli yaşından on eksiğini gösteren 46 yaşında bir adamdı. Buse ablaya niye haber vermedin gibi bir bakış attım. O ise burnunu kıvırıp hıhhh! Der bir tavırla cevap verdi cadı. Muhabbet güzel seksi bir noktaya gelince adamın karısı Sevgilime ;
-Eee artık tanışma vakti. Biz Carşamba günü geldik Timo ile tanıştık. Sıra sende Göktürk istersen yalniz konuşalım yukarda.
-Tabi ki çok memnun olurum.
Diye kalktı gitti benim adam. Nasilda hazırmış hah ! Bırak beni burda adam beni parçalasın dedim içimden. Buse abla bana seslendi. Mutfakta birer meyve suyu koyduk. Bir shot bardağı votka koydu kendilerine bana alkolsüz hazırladık. Alkol kullanmıyorum çünkü. Buse abla;
-Sakin korkma ergen gibi. Hiç bir şey olmayacak Timo ile de aynı korkuyu yaşadın gereksiz evham yapma.
Haklıydı çocuk gibi saçma sapan hareketler. Abartılı oluyordu gibi. Bana;
-Hadi içeri git ve soyun çırılçıplak olma. Sana oraya çamaşır bıraktım benim oda da. Külot giyme.
Gittim bordoya yakın kırmızı, sütyen kısmından bele kadar transparan bahar dalı dantel desenli slim geceliği giydim. Üst kısım tam oturdu hatta sardı baya. Belden sadece kalçamı kapatacak kadar bir bolluk vardı. Arkamı döndüğümde kalçamın başlangıcını gösteren kısalıkta idi. Kurtuluş yoktu bu yaşanacaktı. Onca tecrübem vardı niye ergen gibi hareket edeyim dedim. Hemen geldim mutfağın köşe tezgahında tepsi duruyordu. Buse abla bana verdi.
-Harikasın bebeğim dibi düşecek emin ol.
Köşeyi dönüp salona girmeme iki üç metre vardı durdum. Derin derin nefes alıp en seksi yüz ifadesi ile içeri girdim. Tepsiyi onun önüne götürdüğümde ağzındaki dilimlenmiş elma boğazına kaçar gibi oldu ağzına götürdü elini ve yutkundu. Ama çabuk toparladı. Yukardan kahkaha sesi geldi Göktürk ve kadın mutluydu muhabbette. Ben niye olmayayım diye düşünerek bardakları verdim. Benimkini aldım. Buse ablaninki onun koltuğu önünde tepside kaldı. Ben Adamın yanına oturdum. Döndü ve bana;
-Muhteşem görünüyorsun. Seni öyle tişört tayt içinde görünce 15-16 yaşında bu dedim. Nasıl yetişkin diye düşündüm. Ama bu kıyafetle bir anda değiştin.
-Teşekkür ederim. Çok sağolun. Eeeh işte biraz gençliğin verdiği hava.
-Sadece o değil. Fiziğin ve yüzün dehşet güzel.
Kafamı yana yatırıp ergen gibi güldüm yine. Ben niye böyle yapıyordum bilmem ama bunu yapınca yiyecek gibi baktı .
-Çok teşekkür ederim bizimle tanışmak istemenize. Buse ile konuştuk biraz endişenden bahsetti. Seni korkutmak istemem.
Ergen gibi olmayacaktım karar vermiştim.
-Ya tabiki tereddüt ettim ama abartmanın manası yok. Siz nazik ve sakin davranırsanız tecrübeniz ve sabrınız ile bence sıkıntı olmayacak.
Buse abla ağzı açık dinledi. Vaaay! Der gibi ağzını büzdü.
-Tabi ki Beyza hanım. Merak etmeyin siz ne zaman hazır olursanız sabır konusunda ne kadar iyi olduğumu göreceksiniz.
-Hemen başlamıyor muyuz? Meyve suyunu bitirince başlar mıyız?
Adam gülümseyip;
-Evet olur öyle yapalım.
Ben bir dikişte bitirdim. Şaşkın şaşkın yüzüme baktı. Bunu görünce o da aynı şekil içti. Buse abla yarım bıraktı ve bize;
-Hadi odaya geçelim ben hazırlık yaptım. Timo sen şarap ve kadehleri al.
İzleyecekti ikisi de. Odaya geçtik hep beraber. Yatak üzerinde her zamanki gibi yastık mevcuttu . Buse abla
- Beyza'cığım canım soyun istersen.
Üstümdekini omuzlardan aşağı bıraktım ancak üst kısmının dar olması sebebiyle kalçamda takıldı. Ben aşağı doğru sıyırarak indirdim. Tarık Bey dehşet bir şekilde bana bakıyordu. Ben ergen gibi davranmayıp aynı şekilde ona baktım altında sadece deniz şortu vardı. O da aşağıya doğru indirdi ve ayak dibine bıraktı. Ben o esnada ölçüleri nedeniyle korku duyduğum solucanı karşımda gördüm . Tam ereksiyon yoktu ancak inik durumda da değildi. Adam hala bana bakıyordu yatağa geçip yastığın üzerine uzandım. Öyle bir baktık ki bana acayip etkilendim. Gerçekten çok güzel adamdı yaşına göre muhteşem kıvrımları vardı, karın kasları da belirgindi . Yatağa doğru yaklaşıp;
-Sen gerçek misin ya Beyzaaa! Buse bu ne ya Of Tanrım.
Bu bakışlar ereksiyonu sağlamıştı inik haliyle korkutmayan şey şimdi korkutucu olmuştu. O neydi yaaaa! O başı hele resmen gerginlikten mosmor kesilmişti. Alman askeri miğferi gibi. Testisler hele elma kadardı. Ama asla ergen gibi davranmayacaktım buna kararlıydım. Yatağın üstüne dizüstü çıkıp dikildi ve beni seyrediyordu. Bayağı etkilendiği belliydi. Buse abla ona krem vermişti, Eller için kullanılan yağlı kaygan bir kremdi. Ellerime kullandığım için biliyorum. O büyük organı kremle kaplanınca beyazlıklar belli oluyordu. Bolca sürdü. Eliyle yedirsede yoğundu krem. Hatta yukardan aşağı yedirdigi esnada ucunda sperm gelecek delikte beyazlık birikmişti. Buse abla ;
-Tarik hemen başla öyle beklemeye gerek yok Beyza heyecana kapılıp tedirgin olmasın.
Üzerime doğru gelince başımı sağa sola cevirip nefes nefese olduğumu görünce korktuğumu anladı sanırım. Eliyle yüzümü tutarak okşadı. Yavaş yavas üstüme gelip girişin olduğu bölgede yüzümden bir elini cekip uç kasımını eliyle gezdirerek girişe dayadı. Uçta baya birikmiş olan kremi fırça gibi yaydı . Vajina dudaklarımın arasına. Aşağı yukarı oynattı. O kremden biraz daha sürdü ucuna ve eliyle tutup girişte girdap çizerek ucunu bastırdı ve ben hemen irkilme yaşadım. Ellerimi göğsüne iter gibi dayadım. Ancak irkilip kasılmam kocaman ucun vajina dudaklarını aralayıp girişi açmasına engel olmadı. Sıcak ve resmen plastik gibi sertti. Bastırdı uç girerken , etim onun etine savaş açmıştı , içim sen buraya giremezsin diyordu. Ter bastı bana, biraz daha bastırınca krem sayesinde ben istemesemde milim milim girişe dur diyemedi içim. Bir kısım gövdenin girişi olunca sızı yüzünden elimi ağzıma götürdüm. Yüzüme bakıyordu. Eğilip ;
-Beyza dudaklarini yalayıp islatırmısın?
Islattığım anda yapıştı. Hem emiyordu hem giriyordu kütür kütür. Hem acı ve sızı oldu, hemde acayip bir duygu oluştu. Yüzümde sızının yansımasını görünce kıyamam der gibi bakışı oldu. Ancak yinede kıyarak bastırmaya devam edip;
-Çok özür dilerim.
Diye başını yana yatırıp baktı. Resmen milim milim savaş vardı iki etin arasında. Kaybeden benim etimdi. Ayrıca hiç iki et arasında meydana gelen savaştan ses gelirmi? O savaşı kazandıkça sanki içerde sesi geliyordu onun ilerlemesinin. Sürtünmenin sesini hissediyordum. Kalp atışı (sperm boşaltır gibi) yapmaya basladı. Bu sayede 5-6 cm.temas olmuştu. Sperm atar gibi yaparken kalınlaşan ve incelen organın bu hareketi ilerlemesini de sağlıyordu. Genişliyordu etimi iterek bosalir gini yapıp, içim ona uyum sağlamak ister gibi değildi. Içim itiyordu onu baya hayır der gibi ben ne yaptığımın farkında değildim. Buse abla dibimize gelip izliyordu girişi. Sızı önemlimiydi bilmiyorum o anda. Çünkü acayip bir doluluk hissi de yaratıyordu her bir milimde. Şaşkındım irkileyim mi? Yoksa kendimi bırakayım mı? Bilmiyorum bunun cevabını veremedim o an. Kalp atışı gibi durmuyordu organ inip inip kalkıyordu boşalır gibi. Bu ilerlemeyide devamlı kılıyordu. Organ benim buraya girmeme hiç bir şey engel olamaz diyordu sanki. Gözlerime bakıyordu sokarken. Buse abla;
-Kuzum yarı oldu. Sabırlı ol.
-Aparatlami kendi boyuyla mı?
Diye sordum ona;
-Aparata göre Beyza.
Sekiz veya dokuz santim, dedim içimden. Eğilip dudağıma yaklaşıp öpücük kondurdu. Vantuz gibi öpücüktü bu etkilenip rahatlama hissedince bir anlık iki santimlik hareket oldu içimde, irkilip pazularını avuçladım. Bu kalp atışı artık milimlik hareketi arttırmıştı. Bir kaç milim derken resmen içim geriliyordu. Organdaki kılcal damarların atışını hissediyorum. Sanki elektrik geziniyordu etrafında. Bulutlarda şimşek gezinir ya öyle bir şey hayal ediyordum gözümde. Buse abla ;
-12-13 cm girdi kuzum.
Ikimize de dedi sanırım. Milim milim giriş durmadı hiç. Ya bitmedimi dahası varmı diye beklerken silikon tabanı hissettim kasık bölgemde. Tam artık bitti derken iki üç cm daha ilerleme olunca;
-Yaaa bu habire büyüyor muuu?
Dedim adamın yüzüne.
-Benim suçum değil ki Beyza!
-Benim suçum mu Tarık amcacıııım.
-Gözleri değişelim benim gözümle sana bak o zaman anlarsın nasıl tahrik ettiğini.
İltifatta yapıyor , neredeyse beni ikiye bölecek ama güzel sözler buluyor canavar.
-Ahhh abla aaah!
Sitem ettiğimi anlayıp şen bir kahkaha ve kıkırdama duydum Buse abladan. Buse ablanın yüzüne baktım. Pis pis gülüyordu cadı. Bu esnada Tarık;
-İşte tamaaaaam.
Silikon taban girişe yaslandı. Biraz daha bastırdı ama bu bastırışla giren kısım aparat sayesinde geri hareket etti. Buse abla parmakları ile 16 gösterdi. Birde başını sallayıp yarım parmak gösterdi tahmini der gibi. Tarık ;
-Beyzaaaaa bırak Buse cadısına bakmayı. İçerde olan benim. Şimdi rica etsem bir dakika dudaklarını alabilirmiyim.
Zaten altındayım, içerde kocaman çivi ile sabitlemişsin nereye kaçacağım izin mi istiyon diyemedim. Ancak çok tatlı şekilde istemişti başını yana yatırıp . Ben itiraz edebilirmiydim bu duruma. Zaten yapıştı hemen. Dudakları emip dilini soktu. Ağzımın içinde dilini çevirdi durdu dilimi yakalamaya çalıştı . Ağzının kokusu tarçın ile çok ilginç bir çiçek kokusu barındırıyordu sanki. Sprey kullanıyordu sanırım. Böyle diş macunu kokusu bilmiyorum hepsini koklarim böylesini koklamadım hiç. Bırakmak ister bir gayreti yok gibiydi. Sabit hiç hareket etmeden yaptı bunu. Bir an sadece kalp atışı başladı. Slikon tabanın engellediği baskı ile canavar tüm içerde boşluk bırakmadan duvarları 360 derece itiyordu. Timo sana kurban olayım seninkine ettiğim tüm lafları geri alıyorum dedim içimden. Yavaş yapıyordu sperm atma hareketini. Hisset der gibi yüzüme bakarak.. Dudaklarımı bırakınca hızlı hızlı yapmaya başladığında başımı geri attım. Başım diğer yastığı itti. Köprü kurmuş gibi oldum. 40-50 kere yapınca hızlı hızlı fokurdadı içim. Göğüslerime boynuma dudakları ile ulaşmak isterken bir kaç cm. çekip bastırınca "What The Fuck is Going On Here" denecek şekilde içimdeki o noktayı bulup bastırdı. Dudağıma yapıştı bu esnada. Ağzının içine bağırır gibi olup pazularını tutup engel olmak istedim. Öpücük kesilmeyince o noktaya rahat on kere dokundu. Dudağımı bırakınca;
-Ablaaaaa, ablaaaa , ablaaa .
Diye bağırdım. Ağlamaklı şekilde . Buldu orayı diyemedim. Zevkten delirip konusamadım. Buse ablada şokta iken adam beş altı defa daha dokununca o noktaya olan oldu ve saşkın bir sekilde patladım. Adam daha 3-4 dakikadır içerde beee! Orgzm mı olur şimdi. Buse abla ;
-Aaaa! Kııız hahhaa! Oldu da bitti maşallah.
Orgazmın şiddeti ile kıvrandım kollarına omzuna vurdum ellerimi bu esnada boyun ve yanak kısmına da vurup ittirdim biraz . Sonra kasılıp kaldım bayılır gibi. Titriyordu karnım ve bedenim. Sakinleştiğimde utangaç şekilde bakamadım yüzüne . Bir anda ergen gibi tavırlar ile boşalınca ne yapacağımı bilemedim. Gözümden yaş geldi bu esnada . Görmesin diye sağa sola çevirdim suratımı yaşlar aksın diye. Yüzümü tutup ;
-Beyza bakar mısın yüzüme? Beyzaaaaa! Yüzüme bak.
Baktım kısık gözler ile.
-Sakın haaaa! Sakıııın ! Çok mutlu oldum beeeen! Resmen koltuklarım kabardı. Ben böyle bir şey yaşamadım hiiiiç. Çok teşekkür ederiiiiiim. Offff! Ooooufff!
Dedi ve yapıştı dudaklarıma. Kalçasını sağa sola oynatıp, yüzümü kavrayan elleri ve kaburgalarımın bitimine inen dirsekleri dahil kolları ile bedenimi iki yana beşik gibi sallıyordu. Bubesnada kesin bir cm daha giriyordu ilk girdiği halden. Sonra durup minik ileri geri oynatmalar başlayınca dudaklarımı bıraktı. Gözlerimden yaş geliyordu. Çünkü minik ileri geri hareket o noktaya uyarı gönderiyordu. Yüzüme bakıp göz yaşlarımı öptü. Akmasına izin vermedi iki yanda da. Kontrol etmeyi denedim, başka şeyler düşünmek istedim gözlerimi kapayıp. Yine boşalmak istemiyordum. Tarık kulağıma denk gelecek şekilde kısık sesle;
-Çok teşekkür ederim biblom. Minyon fıstık . İnan bu yaşımda artık bundan ötesi yok diyecegim bir ustalık eseri verdin bana. Böylesini de yaşadım diyebilirim.
Gözümden yine yaş geldi. Onları da öptü. Orgazm yüzünden ağlama iyice yapıştı bana. O noktaya yaklaşma işte diyordum içimden ama o ebatta ve uç kısmı ile ileri harekette orayı bulmaması imkansızdı zaten. Resmen noktayı bulup ona öpücük atıyor ayrıca baskı ile gerdirip çıldırtıyordu. Buse abla;
-İçerde o noktayı buldun G noktası sanırım. Ondan böyle çıldırıyor.
-Eee söylesene Beyzaaaa!
Bir cm veya fazlası çekip o mesafede ileri geri oynatmaya başladı.
-Konuşacak hal mi kaldı.
Yine gözyaşı geldi. Yine öptü onları.
-Oyyy! Kıyamaaam ben sanaaaa!
-Yaptin kıydın amaaa!.
Acınacak şekilde çıktı sesim.
-İyiki yapmışım bir kere. Çok güzel oldu bayıldım hatta. Yine olsa böyle olacağını bilsem yine yaparım.
-Hııım. Çok kötüsün seeen.
Diye kızgın baktım kaşlarımı çatıp. Yüzüme yiyecek gibi baktı. Öyle bir hız yaptı ki karnımda kalp atışı ile suratımın şekli değişmiş (bitince anlattı alt dudağını ısırırken koparacaksın sandım. Hatta dudakların şekilden şekile girip sonsuz 333 diyen bir hal alıyordu demişti) . Doğruldu ve ;
-Beyzaaaaa bunu görmeni istiyoruuuum.
Başımı yastıkla kenarlardan tutup kaldırdı. Aşağı bakmamı sağladı karnıma baktım. Resmen şok etti beni. Yaratık var gibi oynuyordu. Uç kısmı sanki demir bir tenis topuydu. Dışardan mıknatıs tutuluyor gibi yukarı zorluyordu. Sperm atar gibi oynuyordu resmen karnımı titretiyordu ritmi ile;
-Buse ablaaa baksaaanaaa!
Gelip baktı karnıma ve;
-Kuzum ben bunu kaç defa yaşadım sen daha ilk defa şahit oluyorsun keyfini çıkart.
İzlettirdi beş dakika. Zevk vardı ama kontrol ettim. Kontrol edemediğim tek an o noktaya temas anı oluyordu bunu anladım. Geriye doğru yatırdı tekrar başımı. Bana ;
-Ben biraz daha izleyeceğim izin verirsen.
Yattım öyle gözlerimi kapayıp. Karnımı ovmaya basladı hareketi yaparken. Sanki dışardan bana işkence yapan canavarı okşuyordu karnımı değil. Özellikle karnımı kaldıran o uç kısmına baskı uyguluyordu. O karnımı yarıp çıkmak istiyorda o başını bastırıp engel oluyor gibiydi. Yani boyut olarak işkence çünkü aşırı orgzm olma isteği yarattığı için çekilmez bir durum benim için. Ancak doluluk hissi için müthiş bir andı. Kendimi kontrol etmesem üst üste patlardim ve bu anın tadını yaşayamazdım. On dakika sürdü bu karın okşama. Ardından tüm gördüğü yüzeyleri , göğüs , omuz kollar, boynum , yüzüm okşandı. Bazen duruyordu ama kalp atışı aklına geldikçe devam ediyordu. Habire sperm bırakır gibiydi takılı hortumdan . Ben bu masajın etkisinde astral seyahatteyken durup;
-Ben üzerinize uzanmak, teninizi hissetmek istiyorum biblooom.
-İzin mi istiyon benden.
Yeni tanıdığım adamla o gün sevişip bu kadar rahat olmam normal sanırım.
-Yok ben öyle söylemeyi seviyorum izin istemek değil.
-Pamam o jaman.
-Anlamadım kuzum ne dedin?
-Pamam o jaman Tayık Amjaaa.
-Buseeeee senmi öğrettin bu konuşmayı kız şeytaaaan.
Buse abla kocası ile öpüşüyordu bu esnada. Bir an dudaklarını çekip ;
-Heralde yani kim olacak konuş kız.
-Ben biçey demedim ablâââ o çoru çoydu cevap veydiiiim.
-Buse de böyle deli ederdi beniiiii!
-Delimi oluyon çen böyle tonuşunca.
-Hıhıhı amcacım öyle deli oluyorum.
-Deli olunca yapıyon çen petiii.
-Sen kaşındın Beyzaaaa benim suçum yooook.
Arkada toplu duran saçlarımı baş altımdan ve sırtımdan toplayıp yastıktan yukarıya çalıdan yapılma el süpürgesi gibi yaydı.
-Böyle dursunlar, demin orgzm olurken gerildi saçların yine olsun istemem.
-Yaaaa! Yine miiii biraz daha bekleseydiiiin!
-Bekleyemem Beyza zaten içerdeyim. Engel olamazsın kiiii! Nasıl yapıcaaaan , söylesene nasıııl?
Baş altımdaki yastığı çekip sırt ortama belim hizasına diğer yastığın üstüne çekti kuvvetle. Başım ve sırt ortamdan itibaren geriye sarkmış köprü kurmuş gibi kaldım. Kalçam ve belim yastıkta kalmıştı . Direk kendine çekti kollarımdan ;
-Hazır mısın Beyzaaaa!
O uç insafsız şekilde o noktanın bulunduğu yere yerleşmişti. Noktanın kaçacak yeri yoktu. Baya ince belli bir Çay bardağı düşünün ve şekli hayal edin. Öyle ince ki; iri bir fındık koysanız dibe düşmez takılır kalir. Nokta tam bardağın dip kısmında idi. O ince ağız kısmı onu koruyor ve bir harekette daralıp saklıyordu sanki. Ve işte o kısmın engellemesine gülüp geçerek bu mu seni koruyacak diyen solucanın ucu, o ince beli kenarlara iterek bardağın dip kısma girip , tüm boyutu ile orayı doldurarak , o noktaya (yada şekle her ne varsa ) dokunup Peek A Booo! (Ce eeeee!) Diyordu. Zaten ince ağzı açarken elektrik çarpmış gibi oluyorsun. O Ceee eeee kısmı resmen içerde ateş edip patlama yaratıyordu. Sağa sola hareket ettikçe uç resmen o noktayla French Kiss (Fransız öpücüğü) yapıyordu. Birde öylede baskı yapılmaz ki . Kaçacak yerin yok. Daha nasıl tarif edebilirim bilmiyorum.
DEVAM ETSİN Mİİİİİİİİİ?
YORUM YOK, CHAT VAR, EN AZİNDAN BİR İKİ KELİME YORUMDA OLURSA SEVİNİRİM.
Comments